top of page
  • Avukat Baran DELİL

Boşanma Davası ve Ferileri: Nafaka, Tazminat ve Velayet Hususları 2024

Delil Hukuk Bürosu

boşanma davası ve ferileri
 

Makale İçeriği:

  1. Boşanma Davalarına Kısa Bir Giriş

  2. Boşanma Davası Nasıl Açılır?

  3. Boşanma Sebepleri Nelerdir?

    1. Özel Boşanma Sebepleri

    2. Genel Boşanma Sebepleri

  4. Boşanma Davasında Kullanılabilecek Deliller Nelerdir?

  5. Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

  6. Boşanan Kadının Kişisel Durumu

  7. İddet Süresi Nedir? Ne Zaman Biter? İddet Süresi Bitmeden Evlenilebilir mi?

  8. Boşanma Sonucunda Maddi ve Manevi Tazminat

  9. Yoksulluk Nafakası Nedir?

  10. İştirak Nafakası Nedir?

  11. Boşanma Davalarında Tedbir Nafakası - Boşanma Davası Sürerken Nafaka Alınabilir mi?

  12. Nafaka Davası

  13. Boşanmada Ziynet Eşyaları(Düğün Takıları)

  14. Boşanma Sonucunda Malların Tasfiyesi

  15. Çocuğun Velayetinin ve Ebeveynlerle İlişkisinin Düzenlenmesi

  16. Anlaşmalı Boşanma/Çekişmesiz Boşanma

  17. Boşanma Davası Görülen Taraflar Lehine Koruyucu ve Önleyici Tedbir Kararı

 

Boşanma Davalarına Kısa Bir Giriş


Evlilik birliğini sona erdiren haller: ölüm, gaiplik, cinsiyet değişikliği ve boşanmadır. Boşanma, eşler arasındaki evlilik birliğinin, her iki taraf ya da taraflardan birinin talebiyle ve yasal yollarla sona erdirilmesidir. Boşanma davalarında, toplumun temel yapı taşlarından olan aile kurumunu ilgilendirdiği için aile mahkemesi hakimine geniş yetkiler tanınmıştır. Dolayısıyla kimi zaman yalnızca tarafların boşanma iradesi göstermesi, boşanma kararı verilmesi için yeterli olamayabilmektedir.


Boşanma Davası Nasıl Açılır?


Boşanma davasının açılabilmesi için eşler kendi aralarında anlaşarak mahkemeye başvurabilecekleri gibi eşlerden biri dava dilekçesiyle birlikte mahkemeye çekişmeli boşanma talebi ile başvurarak dava açabilmektedir. Ancak boşanmanın çeşitli haklar açısından geri dönülmez kayıplar yaşattığı göz önüne alınırsa, bir avukatın profesyonel yardımından faydalanılmasını ve vekil ile birlikte hareket edilmesini önermekteyiz. Ankara boşanma avukatı ile iletişime geçip profesyonel hukuki destek alın.


Bu makalemiz genel olarak boşanma davalarında ileri sürülebilecek ve boşanmanın ferileri olarak adlandırılan hususlara ilişkindir. Boşanma davalarının açılışı hakkında detaylı bilgi için linke tıklayıp bir diğer makalemizi okuyabilirsiniz: Boşanma Davası Nasıl Açılır?


Boşanma Sebepleri Nelerdir?


Boşanma sebepleri genel ve özel sebepler olarak ikiye ayrılır.


a) Özel Boşanma Sebepleri

b) Genel Boşanma Sebepleri

Boşanma davası; çekişmeli boşanma davası ve çekişmesiz/anlaşmalı boşanma davası olarak ikiye ayrılır, çekişmesiz boşanma davası genel boşanma sebeplerinden anlaşmalı boşanma davasıdır.


Anlaşmalı/çekişmesiz boşanma, tarafların aralarında anlaşıp bir boşanma protokolü hazırlamaları ve bu protokolü boşanma talepleriyle birlikte mahkemeye sunmalarıyla gerçekleşebileceği gibi, taraflardan birinin açmış olduğu boşanma davasını diğerinin kabul etmesiyle de gerçekleşebilir.

Çekişmeli boşanma davalarında ise ortada boşanma veya nafaka, tazminat, velayet gibi boşanmanın ferilerine ilişkin olarak taraflar arasında mevcut bir uyuşmazlık yani çekişmeli bir durum mevcuttur. Taraflardan birinin açmış olduğu boşanma davasını diğer tarafın kabul etmemesi, karşı dava açması hallerinde söz konusu olur. Çekişmeli boşanma davaları: zina, hayata kast/pek kötü muamele/onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı gibi özel sebeplere dayanılarak açılabileceği gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel sebebine dayanılarak da açılabilmektedir.



Boşanma Davasında Kullanılabilecek Deliller Nelerdir?

Boşanma davalarında deliller genel olarak; tanık beyanı, sosyal medya yazışmaları, taraflarca dayanılmış ise telefon arama ve kısa mesaj kayıtları(ilgili GSM operatörüne mahkeme tarafından yazılacak müzekkere ile dosya muhteviyatına kazandırılabilmektedir), kolluğa yazılacak sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, çalışanlar için maaş bordrosu emekliler içinse aylıklarını gösteren belgeler, sağlık raporları, banka dökümleri, terke dayalı davalarda evin oturulmaya uygun olmadığı iddiası var ise keşif, bilirkişi raporları, nüfus kayıtlarıdır ve hukuka uygun nitelikte olan her türlü diğer delillerdir.


Ses ve görüntü kayıtlarının boşanma davasında delil olarak gösterilmesi hususunda Yargıtay'ın çeşitli kararları mevcuttur. Ancak bu kayıtların neyi kapsadığı ve ne şekilde elde edildiği hususu ayrıca dikkate alınmalıdır. Örneğin aldatan eşin diğer kadın veya erkek ile yapmış olduğu konuşmanın veya bu kişilerin görüntülerinin elde edilmesi ve mahkemeye delil olarak sunulması özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna vücut verebilmektedir. Haliyle bu tip tartışmalı delillerin her somut olay özelinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Boşanma davalarındaki bu ve benzeri nedenler ile hak kayıpları yaşanmaması veya istenmeyen durumların vuku bulmaması adına bir avukatın profesyonel desteği ile sürecin yürütülmesi tavsiyemizi yinelemekteyiz. Detaylı bilgi ve iletişim için randevu alın: 0 (532) 237 72 80


İzinsiz kayda alınan ses ve görüntü kayıtlarının boşanma davaları açısından delil değerine ilişkin makalemizi okuyup konu hakkında bilgi alabilirsiniz: Boşanma Davalarında İzinsiz Çekilen Ses ve Görüntü Kayıtlarının Delil Değeri


Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Anlaşmalı boşanma davalarında da çekişmeli boşanma davalarında da görevli mahkeme: Aile Mahkemesidir.


Yetkili mahkeme konusunda ise iki dava tipi arasında bir fark mevcuttur.

Çekişmeli boşanma davası yetki bakımından:

  • Davalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde,

  • Davacı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde ve

  • Boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde açılabilmektedir.

Anlaşmalı boşanma davalarında ise taraflar boşanmaya ilişkin tüm hususlarda önceden anlaşma sağlamış olacaklarından veya bir tarafın açmış olduğu boşanma davasını diğer taraf kabul etmiş olacağından dolayı yetki sorunu yaşanmaz. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davaları tarafların istediği yer aile mahkemesinde açılabilir.


Boşanan Kadının Kişisel Durumu

Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.


Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.



İddet Süresi Nedir? Ne Zaman Biter? İddet Süresi Bitmeden Evlenilebilir mi?


İddet süresi ya da diğer adıyla iddet müddeti; kadının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren üç yüz gün boyunca biriyle evlenmek için beklemesi gereken süredir. İddet süresi üç yüz günün sonunda kendiliğinden biter ve kadın evlenebilir.

İddet süresi kadının hamile olmadığına dair rapor sunmasıyla da bitebilir. Bu durumda kadının evlenmek için iddet süresini beklemesi gerekmez.


İddet müddeti ve kaldırılması hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayınız: İddet Müddeti ve İddet Müddetinin Kaldırılması


Boşanma Sonucunda Maddi ve Manevi Tazminat


Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu olan eş, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.


Maddi veya manevi tazminat davası boşanma davasıyla birlikte açılabildiği gibi boşanma davasından ayrı olarak da açılabilir. Boşanma davasıyla birlikte açılmayan tazminat davası boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır.


Maddi tazminat taksit halinde veya toptan şekilde ödenebilir. Ancak manevi tazminat bütün olarak ödenmek zorundadır. Taksit şeklinde ödenmesine hükmolunamaz.


Taksit şeklinde ödenen maddi tazminat, tazminata hak kazanan eşin evlenmesiyle veya eşlerden birinin ölümüyle sona erer. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evli gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluğun ortadan kalkması gibi durumlarda mahkeme kararıyla da tazminata son verilebilir. Hakkaniyetin gerektirdiği veya tarafların mali durumunun değişmesi halinde de maddi tazminatın miktarının arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir.


Boşanma davalarında maddi ve manvi tazminat hususuna ilişkin daha detaylı bilgi için tıklayınız: Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat


Yoksulluk Nafakası Nedir?

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.


Boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her an tazminat ve yoksulluk nafakası istenilebilir. Bu durum tazminat ve yoksulluk nafakasının boşanma davasının Fer’i niteliğinde olmasından kaynaklanmaktadır. Bu istemin yapılması halinde, iddianın genişletilmesinden söz edilemez.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş içtihatlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksulluğa düşmüş/düşecek olarak kabul edilmesi gerektiğini değerlendirmiştir.


Yoksulluk nafakasının değeri tarafların maddi imkanlarına göre belirlenir. Yoksulluk nafakası genellikle taksit olarak ödense de toptan bir şekilde ödenmesine de karar verilebilir.


Yoksulluk nafakasını alan eşin yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin vefatı halinde yoksulluk nafakası ortadan kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evli gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluğun ortadan kalkması gibi durumlarda mahkeme kararıyla yoksulluk nafakasının ödenmesine son verilir. Hakkaniyetin gerektirdiği veya tarafların maddi durumunun değişmesi halinde de yoksulluk nafakasının miktarının arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir.


Yoksulluk nafakası hakkında detaylı bilgi için tıklayınız: Yoksulluk Nafakası


İştirak Nafakası Nedir?


İştirak nafakası kısaca; velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakımı ve eğitim için giderleri için mali gücü oranında yaptığı katkıdır. Yani hakim; çocuğun bakımını üstlenen eş lehine diğer eşten maddi gücü ve ihtiyacı doğrultusunda çocuk için iştirak nafakası vermesine hükmedecektir.


İştirak nafakası hakkında daha detaylı bilgi için: İştirak Nafakası


Boşanma Davalarında Tedbir Nafakası - Boşanma Davası Sürerken Nafaka Alınabilir mi?

Boşanma davası sürerken bakıma muhtaç olan eş kendisi ve çocukları için tedbir nafakası talep edebilir. Tedbir nafakası boşanmanın kesinleşmesiyle birlikte kendiliğinden ortadan kalkar. Tedbir nafakası ödenmediği takdirde icra yoluna başvurulabilir. Şunu önemle belirtmek gerekir ki tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakasında olduğu gibi tarafların kusur durumuna bakılmaz. Tedbir nafakası talebinde bulunan eşin yargılama süresince kendisine veya çocuklarına bakamayacak duruma gelmesi yeterlidir.

Tedbir nafakası hakkında daha detaylı bilgi için: Tedbir Nafakası



Nafaka Davası

Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu nedenle boşanma davası kesinleştikten sonra bir yıl içerisinde, boşanma davası ile talep edilmemiş olan yoksulluk nafakası talep edilebilir. Bu durumda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise alacaklının yerleşim yeri mahkemesidir.


Nafaka davaları hakkında daha detaylı bilgi için tıklayın: Nafaka Davası ve Boşanma Davasında Nafaka Talebi



Boşanmada Ziynet Eşyaları(Düğün Takıları)


Boşanma davalarında düğünde takılan eşyaların ya da diğer adıyla ziynet eşyalarının kimde kalacağı, bozdurulmuş ve/veya harcanmış olan ziynet eşyalarının iadesinin nasıl gerçekleştirileceği vb. hususlar da boşanacak kimselerin kafasında soru işareti olarak kalabilmektedir.


Ziynet eşyaları, ayrıca harç ödenmek suretiyle boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi, boşanma davasından bağımsız bir şekilde ayrı bir dava olarak da açılabilecektir.


Bu hususta Yargıtay'ın eski yerleşik içtihatları, bu takıların kime takılmış olursa olsun kadına ait sayılması gerektiği yönünde iken, güncel kararlarında Yargıtay'ın erkeğe takılmış olan ve niteliği itibariyle kadının kullanımına uygun olan veya kadına özgü olarak kabul edilen altın bilezik vb. takılar hariç ziynet eşyalarının erkeğe ait olarak kabul edilebileceği yönündedir.


Somut olayın şartlarına göre mahkemelerin ziynet eşyalarına ilişkin olarak verebileceği kararlar da değişiklik gösterebileceği için en iyi boşanma avukatı ile görüşülüp hukuki destek alınmasında fayda vardır.


Ziynet eşyalarına(düğün takıları) ilişkin olarak daha detaylı bilgi almak için linke tıklayıp konuyla ilgili yazımızı gözden geçirebilirsiniz: Ziynet Eşyaları(Düğün Takıları) Davası


Boşanma Sonucunda Malların Tasfiyesi

Evlilik birliği, taraflar arasındaki mal rejimine göre çeşitli maddi hükümler de ihtiva etmektedir. Evlilik birliği ile kurulan evliliğe ilişkin bu mal rejimleri, boşanmanın hükme bağlanmasının akabinde "mal rejiminin tasfiyesi davası" ile tasfiye edilebilir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmadan ayrı bir davadır ve bu davanın mahkeme tarafından incelenip karara bağlanabilmesi için boşanma davası bekletici mesele yapılmaktadır.


Dolayısıyla kısaca eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri ev, araba vb. malvarlığı değerlerinin eşler arasında paylaşımı olarak ifade edebileceğimiz mal paylaşımı davaları, boşanma davasından sonra görülecek davalar olup ayrı bir makalede detaylı olarak anlatılmıştır. Boşanmada mal paylaşımı davaları ile ilgili makalemizi incelemek için tıklayınız: Boşanmada Mal Paylaşımı Davaları


Çocuğun Velayetinin ve Ebeveynlerle İlişkisinin Düzenlenmesi


Evlilik birliği içerisinde çocuğun velayeti ortaktır. Boşanma sonrasında çocuğun velayetini eşlerden biri alabildiği gibi, artık velayet ortak olarak da kullanılabilmektedir. Hakim çocuğun üstün yararını gözeterek velayet hakkına sahip olacak olan eşi belirler. Burada hakimin takdir yetkisi vardır.


Velayet hakkına sahip olan eş lehine, velayet hakkına sahip olmayan eşten, maddi gücü doğrultusunda çocuğun eğitim, sağlık, kişisel gelişimi vs. gerekli bakım ihtiyaçları için iştirak nafakasına hükmedilir. Velayet hakkına sahip olmayan eş bu bakım giderlerine maddi gücü oranında katılmak zorundadır.

Kanunlarımız velayet hakkına sahip olmayan eşe çocukla kişisel ilişki kurma hakkı tanımıştır. Burada çocuğun üstün yararı göz önünde tutularak; hakim, velayet hakkına sahip olmayan taraf ile çocuğun kişisel ilişkisini düzenler. Çocukla kişisel ilişkiye ilişkin olarak boşanma davasından sonra da dava açılabilmektedir. Burada kişisel ilişkinin arttırılması, azaltılması veya kaldırılması talep edilebilir.


Velayet hususu ve velayet davaları hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız: Velayet Davası



Anlaşmalı Boşanma/Çekişmesiz Boşanma


Yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi, evliliğin tarafları kendi aralarında boşanma ve ferileri üzerinde anlaşmak suretiyle anlaşmalı olarak da boşanabilirler.

Tarafların anlaşmalı boşanabilmeleri için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:

  • Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı,

  • Eşler mahkemeye birlikte başvurmuş olmalı ya da bir eşin açtığı davayı diğer eş kabul etmeli,

  • Hakim tarafları bizzat dinlemeli ve boşanma iradelerinin hiçbir baskı altında olmadan mevcut olduğunu tespit etmeli,

  • Taraflar boşanmanın ferilerine, mali sonuçlarına ve varsa müşterek çocukların statüsüne ilişkin hususları kendi aralarında kararlaştırmış olmalı ve hakim de bu kararlaştırılan hususları onaylamalı

Boşanma davaları kişileri oldukça yıpratabilen ve onların hayatlarını derinden etkileyebilen davalar oldukları için boşanma konusunda kararlı olan kişilere öncelikle iletişim kanallarını açık tutmalarını ve anlaşmalı boşanma prosedürünü uygulamayı öneriyoruz. Anlaşmalı boşanma avukatı olarak istek halinde taraf iradelerine uygun bir şekilde boşanma protokolü hazırlıyoruz.


Anlaşmalı boşanma davalarına ilişkin daha detaylı bilgi için: Anlaşmalı Boşanma Davası



Boşanma Davası Görülen Taraflar Lehine Koruyucu ve Önleyici Tedbir Kararı


Boşanmak isteyen çiftler arasında kimi zaman tehdit, hakaret, şantaj, kasten yaralama ve öldürmeye teşebbüs gibi fiziksel ve psikolojik şiddet olayları meydana gelebilmektedir. Kanunkoyucu bu gibi hallerin önüne geçilebilmesi adına 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanununu düzenleme ve yürürlüğe koyma gereği duymuştur.


6284 sayılı kanun ile yalnızca aile üyeleri ve boşanma davalarının tarafları korunmamakta, tüm şiddet ve ısrarlı takip mağdurları korunmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla geniş bir uygulama alanı söz konusudur. Bu kanun uyarınca fiziksel, psikolojik ve hatta ekonomik şiddet mağdurları lehine koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilmektedir.


6284 sayılı kanunun sağladığı koruyucu ve önleyici tedbirlerin nasıl sağlanacağına dair makalemizi okuyup konu hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz: Kadın, Erkek, Çocuk, LGBTQ+ Tüm Şiddet Mağdurlarına Hukuki Destek Rehberi, Koruma ve Uzaklaştırma Kararı



 

Yargıtay tarafından boşanma davalarında verilmiş olan bazı örnek kararlar:



bottom of page