top of page
Ara
  • Avukat Baran DELİL

Yoksulluk Nafakası Nedir, Şartları Nelerdir 2023

Delil Hukuk Bürosu

yoksulluk nafakası nafaka avukatı
 

Makale İçeriği:

  1. Nafaka Nedir?

  2. Yoksulluk Nafakası Nedir?

  3. Yoksulluk Nafakası Nasıl Talep Edilir?

  4. Yoksulluk Nafakasına Hükmedilirken Hangi Hususlar Dikkate Alınır?

  5. Yoksulluk Nafakası Nasıl Hesaplanır?

  6. Boşanmada Kusur Tespiti ve Yoksulluk Nafakası İlişkisi

  7. Eşit Kusur Halinde Yoksulluk Nafakasına Hükmedilir mi?

  8. Yoksulluk Nafakasının Ödenme Biçimi ve Süresi

  9. Süresiz Yoksulluk Nafakası Kaldırılabilir mi?

  10. Yoksulluk Nafakası Artırılabilir veya Azaltılabilir Mi?

  11. Nafaka Yasası Gelecek Mi? Süresiz Nafaka Kaldırılacak Mı?

  12. Nafaka Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

  13. Nafaka Davasında Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süreler

  14. Yoksulluk Nafakasının Ödenmemesi Halinde Nafaka Alacaklısının Hakları

  15. Birikmiş Nafaka Alacağı

  16. Yoksulluk Nafakası Talep Eden Eşin Başkaca Servetinin veya Gelirinin Bulunması

  17. Yoksulluk Nafakasına İlişkin Yargıtay Kararları

 

Nafaka Nedir?


Nafaka, bir kimsenin hukuken bakmakla yükümlü olduğu kişilere yapması gereken ödemedir. Nafaka yalnızca boşanan eşler arasında gerçekleştirilmesi gereken bir ödeme değildir. Kişinin bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşından büyük çocukları, annesi, babası ve kardeşi gibi bakmakla yükümlü olduğu kişilere de nafaka bağlanabilmektedir. Ancak bu makalemizde yalnızca boşanma sonrasında geçerli olacak şekilde hükmedilecek olan yoksulluk nafakası konusunu işleyeceğiz.


Hukuk sistemimizde mevcut nafaka tipleri:

  1. Tedbir nafakası,

  2. Yoksulluk nafakası,

  3. İştirak nafakası ve

  4. Yardım nafakasıdır


Bu makalemizde işleyecek olduğumuz yoksulluk nafakası, yalnızca aşağıda detaylı olarak açıklayacak olduğumuz belirli şartların varlığı halinde boşanan eşlerden birinin, diğerine ödemesi gereken bir nafaka türüdür.


Bu makalemizde yalnızca yoksulluk nafakasına ilişkin bilgilere yer verilecek olup, nafaka davalarına ilişkin üst başlığımızı inceleyerek tüm nafakalara ilişkin bilgi edinebilmek istiyorsanız tıklayınız: Nafaka Davası ve Boşanmada Nafaka Talebi



Yoksulluk Nafakası Nedir?


Yoksulluk nafakası, boşanmada kusuru daha ağır olmayan tarafın boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olması hususunu da ispatlaması halinde diğer eşten talep edebileceği nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasının hükmedilebilmesi için tedbir nafakasına nazaran çok daha fazla şartın bir arada bulunması gerekmektedir.


Yoksulluk nafakasından yalnızca boşanma sonucunda yoksulluğa düşen eş yararlanabilecektir. Eğer boşanma davası boyunca sonradan yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere tedbir nafakasına hükmedilmişse, boşanma kararının verilmesi ve kesinleşmesi ile birlikte verilmiş olan tedbir nafakası, yoksulluk nafakası olarak devam eder. Müşterek çocuklar için verilmiş olan tedbir nafakası kararı, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren başka bir nafaka türü olan iştirak nafakası adı altında verilecektir.


Türk Medeni Kanunumuzun 175. Maddesine Göre: "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz."

Kanun maddesinden de anlaşılabileceği üzere, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için:

  1. Nafaka talebinde bulunan kişi: boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmalıdır,

  2. Nafaka talebinde bulunan kişinin kusuru: diğer tarafın kusurundan daha ağır olmamalıdır.

  3. Ayrıca nafaka yükümlüsü olan kişinin: kusuru aranmaz.

Tedbir nafakasının aksine, yoksulluk nafakasında taraflarca talepte bulunulmadıkça hakim tarafından kendiliğinden karar verilemeyecektir. Bu gibi olası hak kayıplarının önüne geçilebilmesi adına bir Ankara Boşanma Avukatından hukuki danışma ve dava desteği hizmeti alınmasında fayda vardır.


Türk hukuk uygulamasında yoksulluk kavramı her somut olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirilmeye tabii tutulmaktadır. Örneğin somut olayın gereklerine göre asgari ücret ile çalışmakta olan kişi de nafaka alabilecektir. Kişinin eski sahip olduğu sosyo-ekonomik durumu sürdüremeyecek olması, yaşam kalitesinin boşanma nedeniyle zarar göreceği tespitlerinden hareketle yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir.



Yoksulluk Nafakası Nasıl Talep Edilir?


Yoksulluk nafakası, hem boşanma davasının sonlanması akabinde açılabilecek olan bir nafaka davası ile hem de halihazırda açılmış ve görülmekte olan boşanma davası ile birlikte istenebilmektedir. Çünkü nafaka, tazminat ve velayet hususları, boşanmanın ferileri olarak nitelendirilmektedir. Hatta boşanma davasında boşanma talebi ile birlikte nafaka talebinde de bulunulması, yargılama boyunca tedbir nafakası alınmasını da sağlayacağından dolayı tavsiye edilmektedir. Böylece boşanma davası sonrasında ayrı bir dava olan nafaka davası açılarak ek yargılama masrafına da girilmemiş olacaktır. Bu nedenle nafaka avukatı tarafından ileri sürülecek olan nafaka talepleri, müvekkili zarara uğratmamak adına genellikle boşanma davası ile birlikte talep edilir.



Yoksulluk Nafakasına Hükmedilirken Hangi Hususlar Dikkate Alınır?


Yoksulluk nafakasına hükmedilirken öncelikle tarafların anlaşmalı boşanma davası ya da çekişmeli boşanma davası yollarından hangisini tercih etmiş olduklarına bakılır. Çünkü eğer taraflar anlaşmalı boşanma yolunu tercih etmişlerse, anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilmiş olan yoksulluk nafakası tutarı mahkeme tarafından dikkate alınacaktır.


Çekişmeli boşanma davasında ise, talep üzerine yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm kuracak olan mahkeme, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, istihdam edilmiş olup olmadıklarına, sigorta kayıtlarına, banka hesap dökümlerine ve karşılıklı kusurluluk durumlarına göre yoksulluk nafakasına hükmeder veya yoksulluk nafakası talebini reddeder.



Yoksulluk Nafakası Nasıl Hesaplanır?


Delil Hukuk Bürosu olarak "Yoksulluk nafakası neye göre hesaplanır?" sorusuyla oldukça sık karşılaşıyoruz. Yoksulluk nafakasının hesaplanması ve hükmedilecek olan yoksulluk nafakasının tutarının belirlenmesi hakim tarafından her iki tarafın da sosyal ve ekonomik durumları ile karşılıklı kusur durumları dikkate alınmak suretiyle hesaplanılır.


Yoksulluk nafakasının hesaplanmasında tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin olarak yalnızca kaydi bir incelemenin ötesinde, taraflar gerçek ekonomik durumlarının tespiti önem arz etmektedir. Bu nedenle tarafların banka hesap dökümleri vb. deliller, boşanma davasında talep edilecek olan veya boşanma davası sonrasında ayrıca nafaka davası açılarak talep edilecek olan yoksulluk nafakasının doğru tespitinde son derece önem arz etmektedir.



Boşanmada Kusur Tespiti ve Yoksulluk Nafakası İlişkisi


Türk Medeni Kanunumuzun yukarıda alıntılamış olduğumuz 175. maddesi hükmü gereğince, yoksulluk nafakası talep eden tarafın diğer taraftan daha ağır kusurlu olmaması gerekmektedir. Ayrıca hükmün ikinci fıkrasında, "nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz" ifadesiyle nafaka yükümlüsünün daha ağır kusurlu olması gerekliliği ihtimali de açıkça ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, yoksulluk nafakası talebinde bulunan eşin boşanmayla yoksulluğa düşeceğinin ispatlanması ve kusurunun diğer eşe göre daha ağır olmaması yeterli olacaktır.



Eşit Kusur Halinde Yoksulluk Nafakasına Hükmedilir mi?


Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesinin kusura ilişkin şartı, yukarıda bahsetmiş olduğumuz üzere talepte bulunan kişinin kusurunun diğer tarafın kusurundan daha ağır olmasıdır. Dolayısıyla eşit kusurun varlığı halinde, talepte bulunmuş olan tarafın kusuru, diğer tarafın kusurundan ağır olmayacağı için yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir.



Yoksulluk Nafakasının Ödenme Biçimi ve Süresi


Tazminat ve nafakanın ödenme biçimine ilişkin olarak Türk Medeni Kanunumuzun 176. maddesi dikkate alınır.


Türk Medeni Kanunumuzun 176. Maddesine Göre: "Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir."

Madde hükmünde ödeme biçimi yoruma yer bırakmayacak şekilde açık ifade edilmiştir. Dolayısıyla yoksulluk nafakası, toptan ödenebileceği gibi irat biçiminde de ödenebilecektir. Uygulamada genellikle yoksulluk nafakasının irat biçiminde aylık ödemelerle gerçekleştirilmekte olduğu görülmektedir.


İrat şeklinde aydan aya ödenmesi hükmedilen yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir ve bu kuraldır; istisnai hallerin varlığı halinde nafaka yükümlülüğü ortadan kaldırılabilir.



Süresiz Yoksulluk Nafakası Kaldırılabilir mi?


Bazı istisnai durumların varlığı halinde, irat biçiminde aylık ödemelerle gerçekleştirilmesi hükmedilen yoksulluk nafakası kaldırılabilir. Bu sebepler Türk Medeni Kanunumuzun yukarıda alıntılamış olduğumuz 176. maddesinin 3. fıkrasında sayılmıştır ve aşağıdaki gibidir:

  1. Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi,

  2. Nafaka alacaklısının ölümü,

  3. Nafaka borçlusunun ölümü,

  4. Nafaka alacaklısının resmi nikah olmasa dahi fiilen evliymiş gibi yaşadığının tespit edilmesi,

  5. Nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun ortadan kalkması,

  6. Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi



Yoksulluk Nafakası Artırılabilir veya Azaltılabilir Mi?


Yine Türk Medeni Kanunumuzun 176. maddesinin 4. fıkrası hükmü gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde ödenmesine hükmedilmiş olan nafakanın artırılmasına veya azaltılmasına hükmedilebilir. Ancak bu iddiaların usule ve esasa uygun delillerle birlikte ispatlanması gerekmektedir.



Nafaka Yasası Gelecek Mi? Süresiz Nafaka Kaldırılacak Mı?


Toplumumuzda ve kamuoyunda çok kısa süreli, örneğin birkaç hafta sürmüş olan evliliklerde dahi süresiz nafakaya karar veriliyor olması, çeşitli tartışmalara neden olmuştur ve bu durum güncelliğini koruyacak şekilde kamuoyunun ilgisine mazhar bir meseledir. Yakın zamanda kısa süreli evlilikler için hükme bağlanması gereken yoksulluk nafakasının da kısa süreli olması gerektiğine dair İstanbul 11. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilmiş olan bir karar çeşitli basın yayınlarına konu olmuş olsa da, hukukumuzda bu tespitin henüz bir karşılığı yoktur.


Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde nafakaya ilişkin yeni bir yasal düzenleme getirilmesi gündeme gelmişse de, bu makalemizin güncellendiği 22.12.2022 tarihi itibariyle hukuk sistemimizde ve mevzuatta bu hususa ilişkin olarak getirilmiş herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.



Nafaka Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme


Yoksulluk nafakası, boşanma davası ile birlikte talep edilecekse, boşanma davasına bakmaya yetkili ve görevli mahkeme yoksulluk nafakasına ilişkin talebi de hükme bağlayacaktır. Boşanma davasında yetkili ve görevli mahkeme hususunu merak ediyorsanız tıklayınız: Boşanma Davası Nasıl Açılır?


Ancak yoksulluk nafakası daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi belirli şartların varlığı halinde boşanma davasından sonra nafaka davası açarak talep edilebilmektedir. Bu nedenle nafaka davasına ilişkin olarak da yetkili ve görevli mahkeme saptaması yapalım.


Türk Medeni Kanunumuzun 177. maddesinde yetki hususu tartışmaya mahal vermeyecek bir şekilde belirtilmiştir:

"Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir."

Yoksulluk nafakası için açılacak olan nafaka davasında görevli mahkeme ise, Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi, bu davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakacaktır.



Nafaka Davasında Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süreler


Yine TMK'nın 178. maddesinde de boşanma davasından sonra açılacak nafaka davaları ile talepte bulunulacak olan yoksulluk nafakası için zamanaşımı hususu da açıkça ifade edilmiştir:

Türk Medeni Kanunumuzun 178. Maddesine Göre: "Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar."

Dolayısıyla boşanma davasından sonra ayrıca açılacak olan nafaka davası ile talep edilecek yoksulluk nafakasına ilişkin dava hakkı da, boşanma hükmünün kesinleşmesi akabinde bir yıl geçmekle zamanaşımına uğramış olacaktır.



Yoksulluk Nafakasının Ödenmemesi Halinde Nafaka Alacaklısının Hakları


Yoksulluk nafakasına ilişkin karar, boşanma kararıyla birlikte verilmiş olacağından dolayı ilamlı icraya konu edilebilecektir. Nafaka yükümlüsünün nafaka alacaklısına borcunu ödememesi halinde, nafaka alacaklısı tarafından ilamlı icra takibi yoluyla, taşınır-taşınmaz haczi ve maaş haczi gibi vasıtalarla tahsilat sağlanabilir.


Başlatılmış olan icra takibine rağmen tahsilat sağlanamıyorsa tazyik hapsi talebinde bulunulabilir.


İcra İflas Kanunumuzun 344. maddesine göre: "Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir."

Nafakanın ödenmemesi sebebiyle tazyik hapsine tabii tutulması için yakalanan nafaka borçlusu, geçmiş 3 aya kadar nafaka borcunu ödemekle tazyik hapsi uygulamasından kurtulabilir. Aksi takdirde 3 ay boyunca, nafaka borçlusu hakkında tazyik hapsi uygulanacaktır.


Tazyik hapsi uygulaması, yalnızca bir defaya mahsus değildir. Nafaka borçlusunun her güncel 3 aya kadar olan nafaka borcunu ödememesi halinde, 3 aya kadar güncel nafaka tutarı için tekrar tazyik hapsi talep edilebilecektir.



Birikmiş Nafaka Alacağı


Nafaka alacakları öncelikli/imtiyazlı alacaklardandır. Ancak birikmiş nafaka borcu bir çeşit "adi alacak" teşkil etmektedir. Bunun sonucu olarak nafaka alacağı öncelikli olarak tahsil edilmekteyken, mesela maaş haciz sırasında amme alacakları(devletin alacakları) ile birlikte en üst sırada tahsil edilmekteyken, adi alacak olan birikmiş nafaka alacakları diğer alacaklar gibi sıraya konulmaktadır.


Ayrıca birikmiş nafaka alacağında İİK 344. maddede yer alan tazyik hapsi uygulaması da mümkün olmamaktadır.



Yoksulluk Nafakası Talep Eden Eşin Başkaca Servetinin veya Gelirinin Bulunması


Yoksulluk nafakası talep eden eşin sosyo-ekonomik durumu itibariyle yoksulluğa düşmesini engelleyecek nitelikte bir serveti veya gelirinin bulunması halinde yoksulluk nafakasına hükmedilemez veya bu hallerde yoksulluk nafakasının hükmedilmesini gerektirecek bir durum söz konusu ise bu malvarlığı değerleri dikkate alınarak hüküm kurulur. Örneğin: Yoksulluk nafakası talebinde bulunan kadına miras yoluyla kalmış olan taşınmazlar mevcutsa, bu taşınmazların değeri ve aylık sağlayabilecekleri geliri hesaplanarak nafaka talebi değerlendirilirken bu gelirler de göz önünde tutulmalıdır.


 

Yoksulluk Nafakasına İlişkin Yargıtay Kararları

 
  • Boşanma davası sonrasında açılacak olan yoksulluk nafakası davasında, boşanma davasında kusura ilişkin olarak verilmiş olan kararın tarafları bağlayıcı olduğuna ilişkin karar,

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1006 E., 2019/1132 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi "...

...

... TMK'nın 178. maddesine göre bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılan yoksulluk nafakası davasında; yeni vakıalara dayanılması, yeniden kusur dağılım ve derecesinin tespit edilmesi mümkün değildir. Bu taleplerin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur, boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Mahkeme kesinleşen boşanma davasındaki tarafların kusur dağılım ve derecesine bakıp, nafaka talebini buna göre karara bağlayacaktır. Başka bir anlatımla kesinleşmiş mahkeme kararı ile tarafların kusurları belirlendiğinden bundan sonra bu konuda kesin hükmün bağlayıcılığı kuralı gereği, yeniden inceleme yapılamaz, boşanma davasındaki kusur belirlemesi tarafları bağlar.

Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya gelindiğinde; davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan boşanma davasında, tarafların boşanmalarına, davacı tarafından nafaka ya da maddi-manevi tazminat talebi bulunmadığından bu konular hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, verilen karar temyiz edilmeksizin 20.06.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Hâl böyle olunca eldeki davada yeniden kusur araştırması yapılması mümkün olmadığı yönündeki mahkemenin direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir. ...

...

..."

 
  • Engelli maaşı alıyor olmanın, yoksulluk nafakası ödemeye engel bir durum olmadığına ilişkin karar,

2. Hukuk Dairesi 2019/6489 E. , 2019/12687 K. "İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma "...

...

...

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Ayrıca davacı kadının çalışmadığı, davalı erkeğin ise engelli maaşı aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı erkeğin engelli maaşı alıyor olması kendisini nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz. Davalı erkeğin maddi durumu yoksulluk nafakasının miktarı konusunda dikkate alınır. (YHGK 2009/3-165-186). Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için az da olsa yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. ...

...

..."


 
  • Eşit kusur halinde de yoksulluk nafakasına hükmedilebileceğine ilişkin karar,

2. Hukuk Dairesi 2012/17822 E. , 2013/4293 K. "İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi TARİHİ :13.04.2012 NUMARASI :Esas no:2009/866 Karar no:2012/453

"...

...

... 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Eşit kusur halinde yoksulluk nafakası talep edilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır (TMK.md.175). Durum böyleyken, eşit kusurlu kabul edilen davalı-karşı davacının bu kusuru gerekçe gösterilerek yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmamıştır. ...

...

..."


 
  • Kendisi yoksul olan kişinin nafaka ile yükümlü tutulamayacağına ilişkin karar,

2. Hukuk Dairesi 2016/12812 E. , 2018/3095 K. "İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma "...

...

... Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ve reddedilen manevi tazminat yönünden; davalı vasisi tarafından ise tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı erkeğin tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.

2-Mahkemece; davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı erkeğin dava tarihinde ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2010 tarihli ve 2007/370 esas, 2010/561 sayılı kararı ile 8 yıl 4 ay hapis cezasının infazı için ceza infaz kurumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de dosya kapsamından yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi yoksul olan kişi nafaka ile yükümlü tutulamaz. Bu durumda davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ...

...

..."


 
  • Toplanan yeni deliller neticesinde nafaka alacaklısının ekonomik durumunun düzeldiği, asgari yaşam giderlerini karşılamaya yeterli ve düzenli gelirinin bulunduğunun anlaşılması halinde yoksulluk nafakasının reddine ilişkin karar,

2. Hukuk Dairesi 2016/15123 E. , 2017/6577 K. "İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi "...

...

... Yerel mahkemece ilk kararda, davalı-davacı kadının kusurunun daha ağır olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir. Dairemizin 03.06.2015 tarihli 2014/26348 esas, 2015/11597 karar sayılı bozma ilamı ile tarafların eşit kusurlu olduğu belirlenerek hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle onandığı, tarafların eşit kusurlu olduklarının belirlenmesi ve "Herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması sebebiyle davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası (TMK m.175) takdiri gerektiği" yönünde hüküm bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, taraf vekillerinin talebi doğrultusunda yeniden araştırma yapılmış ve sonuçta davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ödemesi yönünde hüküm kurulmuştur.


Ancak, bozma ilamından sonra taraf vekillerinin talebi üzerine toplanan yeni delillere göre, davalı-davacı kadının çalıştığı, asgari yaşam giderlerini karşılamaya yeterli ve düzenli gelirinin bulunduğu ve tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olduğu anlaşılmaktadır.


Hal böyle olunca, Türk Medeni Kanununun 175. madde koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. ...

...

..."


 
ankara boşanma avukatı

bottom of page