top of page
Ara
  • Avukat Baran DELİL

Ziynet Eşyası(Düğün Takıları) Davaları veya Boşanma Davasında Ziynet Talebi

Delil Hukuk Bürosu

düğün takıları ziynet eşyaları
 

Makale İçeriği:

  1. Ziynet Eşyası Nedir?

  2. Ziynet Eşyası Kime Aittir? Düğün Takıları Kimin Hakkı?

  3. Ziynet Eşyası Davası Nasıl Açılır? Düğün Takıları Nasıl Dava Konusu Edilir?

  4. Ziynet Davalarında İspat Yükü

  5. Ziynet Davasında Talep Artırımı ve Islah

 

Ziynet Eşyası Nedir?

Ziynet eşyası, altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay içtihatları ise; ziynet eşyasını, düğünde damada ve geline verilen hediyeler, süs eşyaları olarak tanımlamaktadır. Bu eşyaların boşanma davasının sonucunda kimde kalacağı sorunu ise boşanma ile gündeme gelen sorunlardan birisidir. Hatta son zamanlarda haberlere de yansıyan bazı mahkeme kararları, toplum ve hukuk camiası içerisinde çok büyük çalkantılar yaratmış ve mahkemelerin kararları ile bu kararların gerekçelerini tartışmaya açmıştır.


Uygulamada ziynet eşyalarının neler oldukları, evlilik birliği süresince nasıl ve ne şekilde kullanılması gerektiği, boşanma veya ölüm halinde hangi hukuki statü dahilinde değerlendirilecekleri ve kime ait olacakları, evlilik birliği içerisinde ortak ihtiyaçların karşılanması için tüketilmeleri halinde nasıl bir süreç yürütülmesi gerektiği ve tüm bu hususların ispatlanmasında hangi yolların izlenilmesi gerektiği hususları halk arasında soru işaretlerine neden olabilmektedir. Ankara boşanma avukatı olarak bu hususa dair sorunları, Yargıtay kararları ışığında inceleyeceğiz ve siz değerli okuyucularımızla paylaşacağız.



Ziynet Eşyası Kime Aittir? Düğün Takıları Kimin Hakkı?

Düğünde takılan takılar kimin olacak sorusu, boşanma sürecini yaşayan kişiler tarafından en çok sorulan sorulardan biridir. Ankara boşanma avukatı olarak söyleyebiliriz ki; ziynet eşyaları önceden Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği genel olarak kadına ait olarak kabul edilmekteydi.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi         2017/16859 E.  ,  2017/17965 K. sayılı ve 20.12.2017 tarihli kararında:

Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.” şeklinde bu yerleşik içtihata dair bir karar vermiştir. Düğünde takılan takılar yani ziynet eşyaları, kural olarak kadına bağışlanmış sayılır.


Ancak son zamanlarda Yargıtay’ın bu yöndeki içtihatı değişmiş ve “kadına özgü olmayan” ziynet eşyalarının erkeğe de verilebileceğine dair bir emsal karar gelmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu         2017/1040 E.  ,  2020/240 K. 04.03.2020 tarihli kararında:

“Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. “ şeklinde kadına özgü ziynet eşyasının kadın eşe bağışlanmış sayılacağına yönelik bir karar vermiştir. Yargıtay’ın vermiş olduğu karar, artık kadına özgü sayılmayan ziynet eşyalarının erkeğe takılması halinde erkeğe verileceğine dair emsal teşkil etmektedir.


Ancak Yargıtay, son zamanlarda haberlere de konu olmuş olan birçok kararında kadın lehine hüküm kurmuş ve taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa, ziynet eşyalarının kadına bırakılması gerektiğine hükmetmiştir.


Yargıtay'ın vermiş olduğu bu tip çelişkili ve toplum nazarında tartışmalar yaratmakta olan kararlar neticesinde hukuk dünyasında da, özellikle akademisyenler ve avukatlar arasında çok çeşitli tartışmalar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle sürecin doğru yönetilmesi adına mutlaka aile hukuku alanında çalışmalar yürüten ve boşanma davaları konusunda uzman bir avukatın profesyonel yardımlarından faydalanılmasını, dava temsil ile hukuki danışma hizmetleri temin edilmesini tavsiye etmekteyiz.


Ziynet Eşyası Davası Nasıl Açılır? Düğün Takıları Nasıl Dava Konusu Edilir?

Ziynet eşyalarının talep edilmesi; boşanma davasıyla birlikte talep edilebileceği gibi ayrı bir dava olarak da açılabilir.


Ziynet eşyaları, ayrı bir davaya da konu olsa, boşanma davasıyla birlikte de talep edilse, terditli bir şekilde öncelikle aynen iade, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise karşılık bedelinin ödenmesi suretiyle nakden iade suretiyle bir kademeli talep oluşturmak mühimdir. Ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün değilse, fiili ödeme günündeki karşılıklarının eşe iadesine karar verilmesi gerekir.


Ziynet eşyaları, mal paylaşımı davası ile birlikte talep edilemez. Çünkü ziynet eşyaları, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında defaatle belirtilmekte olduğu üzere nitelikleri gereği kişisel mal kabul edilmektedir.


Ziynet Davalarında İspat Yükü

HMK md 190: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde hüküm altına alınmıştır.

İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Ziynet eşyaları yapıları gereği basit bir şekilde taşınabilen ve götürülebilen eşyalardır. Bu sebeple; olağan olan kadına özgü ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır. Önemle vurgulamak gerekir ki kesin delil, yanları ve hâkimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hâkimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır. Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup bunlar, ikrar (Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HUMK) m. 236; HMK m.188), senet (HUMK m. 287; HMK m. 193), yemin (HUMK m. 337; HMK m. 228) ve kesin hükümdür (HUMK m. 237; HMK m. 303).


Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılmaktadır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu erkek tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi         2019/1799 E.  ,  2019/5672 K. 04.07.2019 tarihli kararında;

Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça ispatlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Somut olayda; düğünde takılan ziynetlerin ve paraların davalı erkek tarafından rızası dışında alındığını ispatlamakla yükümlü olan davacıdır. Davacı kadın iddialarını somut ve inandırıcı deliller ile ispatlayamamıştır. Ancak, davalı taraf 7.000 TL değerindeki ziynet eşyasını düğünden sonra bozdurduklarını, balayına harcadıklarını, takılan paralardan da koltuk takımı aldıklarını ve düğün masraflarına harcadıklarını ikrar etmiştir.


Ziynet Davasında Talep Artırımı ve Islah

Ancak bu noktada belirtmek gerekir ki, ziynet eşyası davası veya düğün takıları davası olarak bilinen bu dava zaten belirsiz alacak davası olarak açılmaktadır. Bu nedenle ıslah dilekçesi vermek yerine, söz konusu değerin bilirkişi raporunun tanzim edilmesi akabinde belirgin hale getirilmesiyle birlikte talep artırımı yapılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır.


Ziynet talebi gelecek bilirkişi raporu neticesinde usulüne uygun olarak ıslah edilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki: Dilekçeler teatisi aşamasında bahsedilmeyen ziynet talebi ıslah ile talep edilemeyecektir. Yargıtay’ın aşağıda değineceğimiz kararlarına göre, ıslah ile daha önce sayılmayan bir ziynet eşyası talebinde bulunmak da mümkün değildir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/20046 E. 2016/7837 K. 2016-04-18 tarihli kararında;

Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesi ile boşanma ve fer'ileri yanında, 8 adet bileziğin aynen iadesini, aynen iade mümkün olmazsa bedeli olan 10.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bu konudaki talebini altınların sayı ve niteliği itibariyle sınırlandırmıştır. Davacı-karşı davalı kadın, ziynet eşyalarına yönelik talebini 09.06.2015 tarihinde ıslah etmiştir. Islah yoluyla talep genişletilebilir ise de, davaya yeni bir talep eklenemez. Davacı-karşı davalı kadının, dava dilekçesinde saydıkları dışında, yeni ziynet eşyaları talep etmesi, davaya yeni talep eklenmesi niteliğindedir. Toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının 8 adet bileziğinin davalı-karşı davacı erkekte kaldığı anlaşılmıştır. Kanıtlanan 8 adet bilezikle ilgili olarak davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2013/8174 E.  ,  2013/21102 K. 17.09.2013 tarihli kararında;

Davacı kadın dava dilekçesinde 20.000,00 TL ziynet bedeli istemiş, düğünde takılan para yönünden talepte bulunmamıştır. Yargılama devam ederken 20.9.2012 tarihinde ziynet talebini ıslah ederken dava konusu yapmadığı düğünde takılan 10.000,00 TL parayı da istemiş, ıslahla yeni bir talepte bulunmuştur. Islahla talep değiştirilebilir, fakat yeni bir talep eklenemez. Kaldı ki; bu konuda yargılama harcı da alınmamıştır. Davacının düğünde takılan paraya ilişkin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir.”

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN HARCANAN ZİYNETİN KADINA İADESİ GEREKMEKTEDİR

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2017/1769 E.  ,  2018/13037 K. 19.11.2018 tarihli kararında;

Toplanan delillerden dava konusu edilen ziynet eşyalarının tarafların tüp bebek tedavisi için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkekte; ön inceleme duruşmasında tüm takıları aldığını ve tedavi amacı ile kullandığını kabul etmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının bozdurulduğu anlaşılmış ise de; tekrar iade edilmemek üzere davalı-karşı davacı erkeğe verildiği hususu kanıtlanmamıştır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı erkek ispatlamak zorunda olup, davalı erkek bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”

ZİYNETİN BALAYI, DÜĞÜN, KINA İÇİN HARCANMASI DURUMUNDA DAHİ KADINDAN ONAY VE RIZA ALINDIĞININ, KADININ ZİYNETİ GERİ ALMAMAK ÜZERE BAĞIŞLADIĞININ ERKEK TARAFINDAN İSPAT EDİLMESİ GEREKİR

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi         2019/597 E.  ,  2019/2876 K. 02.04.2019 tarihli kararında;

Dava konusu kadına ait olan altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda; davalı her ne kadar altınların rızaen verildiğini ifade etmekte ise de, geri verilmemek üzere alındığını ispat yükü davalı tarafa aittir. Ancak davalı taraf bu hususu ispat edememiştir. Bu nedenle mehir senedindeki altınlar yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken davanın reddine karar vermek doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”

 

BOŞANMA DAVALARI İLE İLGİLİ DİĞER ÖNEMLİ MAKALELERİMİZİ DE İNCELEYEBİLİRSİNİZ:


NOT: Profesyonel olarak hukuki bir meslekle uğraşmayan kimseler, bir avukattan ücreti mukabilinde yardım almak zorunda olmasalar dahi hukuki usul ve esaslara ilişkin kurallar oldukça katı uygulandığı için en küçük bir hata, geri dönülmez kayıplar yaşatabilecektir. Bu nedenle boşanma davası için Ankara boşanma avukatı ile iletişime geçip Ankara aile avukatının profesyonel hukuki yardımından yararlanın. Detaylı bilgi için: Buraya tıklayarak bize ulaşın!

bottom of page