Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
Muris Ne Demektir?
Muris, bir çeşit miras hukuku terimidir ve "miras bırakan kişi" ya da "kendisinden miras kalan kişi" anlamına gelmektedir. Muris, yalnızca özel hukuk gerçek kişisi olabilir, tüzel kişilerin muris olması mümkün değildir. Tüzel kişiler, miras hukuku kurallarına göre değil, kendi kanunlarına göre tasfiye edilirler. Murisin ölümü ile birlikte: Malvarlığı, hakları, alacakları ve borçları mirasçılarına geçmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzda muris ifadesi yerine, "mirasbırakan" ifadesi tercih edilmiş olmasına karşın, halen daha Yargıtay kararları ve doktrinde muris ifadesine sıklıkla rastlanılmaktadır ve bundan dolayı halk arasında kavram karmaşası ya da anlama zorlukları yaşanabilmektedir. Zaten yeni Türk Medeni Kanunumuzda "muris" gibi eski Türkçe ifadelerin yerine "mirasbırakan" gibi Türkçe alternatiflerine kullanılması da, kanunların halk arasında daha anlaşılır olması arzusundan ibarettir. Örneğin halk arasında "mirastan mal kaçırma" olarak bilinen davalar, yargı kararlarında halen daha "muris muvazaası" adıyla lanse edilmektedir.
Muris Kimdir?
Muris, vefat etmiş olan gerçek kişidir; yukarıda mevzuubahis etmiş olduğumuz üzere tüzel kişilerin muris olması mümkün değildir. Bu anlamda kişinin vefat etmiş olan ve kendisine miras bırakmış olan yakınları, onun murisidir.
Ancak vasiyetname hazırlanması ile miras sözleşmesi yapılması gibi istisnai durumlar hariç olmak üzere: Her vefat eden yakınımız, bize miras bırakamaz. Murisin vasiyetname ve/veya miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı tasarruflar yapmadığı hallerde, miras hukuku uyarınca paylaşım yapılması esastır. Türk hukuk sistemimizde bu paylaşım, aşağıda anlatacağımız zümre sistemi ile gerçekleştirilmektedir.
Muristen miras olarak yalnızca aktif mallar değil, pasifler de kalabilir. Kişiye kalan mirasın pasiflerinin aktiflerinden fazla olması halinde murisin borçlarını ödemek durumunda kalacak olan mirasçılar, reddi miras yapabilir yani mirası reddedebilir.
Muristen Kalan Mirasa Nasıl Hak Kazanılır?
Mirasçılar yasal mirasçı, atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olabilir. Mirasçıların miras hakkını kazanması, murisin ölümü ile birlikte gerçekleşir. Murisin ölümü olayının gerçekleşmesi anında murisin tüm malları "tereke" olarak adlandırılan farazi bir malvarlığı yığını içerisinde değerlendirilmeye başlanır ve tüm mirasçılar, payları oranında mirasa hak kazanırlar. Bu anlamda herhangi bir kişi, makam veya kurumun mirasçılık hususunu tanıması, kural olarak kurucu değil, bildirici nitelikte olmaktadır.
Miras mallarının intikalinin sağlanması için çeşitli işlemlerin yapılması gerekir. Bu işlemler, kural olarak kurucu olmaktan ziyade bildirici nitelik taşımaktaysa da, mülkiyet hakkının kullanılmasını fiilen etkilemektedir. Örneğin taşınmaz mülkiyetinin kullanılması büyük oranda tapu sicilinde tescil işleminin gerçekleştirilmesi ile birlikte sağlanabilmektedir.
Miras Hakkını Almak İçin Ne Yapmak Gerekir?
Mirasçıların miras haklarını almaları için öncelikle kendi aralarında paylaşıma dair anlaşma iradelerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Tarafların kendi aralarında anlaşmaları mümkünse: Veraset ve intikale ilişkin olarak gerekli olan vergi ve harçları yatırılıp intikaller sağlanabilir. Ancak bu şekilde mirasın intikali için bütün maliklerin bizzat veya vekilleri aracılığıyla katılım göstermesi gerekmektedir.
Eğer istisnasız tüm maliklerin kendi aralarında anlaşmaya varmaları mümkün değilse ve yalnızca bir kişi bile paylaşıma ve intikale karşı çıkıyorsa, tarafların arasında mirasın paylaşımına ilişkin olarak uyuşmazlık bulunuyorsa: Miras taksim davası, ortaklığın giderilmesi davası, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, tenkis davası, veraset ilamının iptali davası, vasiyetnamenin iptali davası, vasiyetnamenin tenfizi davası gibi davalar açılabilir ve taraflar arasında miras hukukundan kaynaklı olarak doğan uyuşmazlıkların mahkeme yoluyla çözülmesi tercih edilebilir.
Muristen Kalan Miras Nasıl Reddedilir?
Mirasbırakanın borçlarının, hak ve alacaklarından fazla olması halinde murisin mirasçıları, mirası reddetmemiş olurlarsa, murisin borçlarından da şahsen sorumlu olacaklardır. Bu durumun yaşanmaması için, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 405. maddesi ve devamında mirasın reddedilmesi hususu düzenlenmiştir.
Mirasın reddi, diğer adıyla reddi miras: mirasbırakanın ölümü ile birlikte, ölüm anında kazanılan miras haklarının tümüyle yani hem aktifleri hem de pasifleri ile birlikte reddedilmesidir. Reddi miras işlemi hem kanuni mirasçılar tarafından, hem de atanmış mirasçılar tarafından gerçekleştirilebilir.
Mirasın reddi, diğer adıyla reddi mirasa ilişkin detaylı bilgi edinmek için konuya ilişkin yayınımızı okuyabilirsiniz: Reddi Miras, Mirasın Reddedilmesi
Murisi Evvel Ne Demektir?
Mirasçıların mirası edinebilmeleri için miras işlemlerini gerçekleştirmek üzerine akrabalarına, yakınlarına veya avukatlarına intikal işlemlerinin sağlanabilmesi amacıyla verilen vekaletnamelerde "murislerimden ve murisi evvellerimden" ifadesi bulunduğu görülmektedir. Burada yer alan "murisi evvel" terimi, kimi zaman vatandaşların aklını karıştırıyor olabilse de, aslında basit bir ifadeden ibarettir. Murisi evvel, mirasbırakandan önceki murislerdir. Örneğin bir kişiye, babasından miras kalmışsa, miras konusu malın eski maliki olup da babasının murisi olan dedesi, o kişi açısından murisi evveldir. Bu şekilde bir malın eski maliki olan ve son muris haricindeki tüm mirasbırakanlar murisi evvel olarak isimlendirilmektedir.
Mirasçılar Kimlerdir?
Türk hukuk sistemimizde bir kişinin ölümü halinde miras hukukuna göre hak sahibi olan kişiler: yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar ve vasiyet alacaklılarıdır.
a) Murisin Yasal Mirasçıları
Yasal mirasçılar, zümre sistemine göre belirlenir ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 495. maddesi ile devamında belirtilmiştir. Buna göre:
1. zümre mirasçıları, mirasbırakanın altsoyudur. Yani mirasbırakanın çocukları, torunları, onların çocukları şeklinde yeni jenerasyonlara doğru intikal sağlanır. Birinci zümre mirasçıları aynı zamanda saklı pay hakkı sahibidir.
2. zümre mirasçıları, mirasbırakanın altsoyu yoksa mirasa hak kazanır ve mirasbırakanın annesi ile babası ve onların altsoylarıdır. İkinci zümre içerisinde yalnızca mirasbırakanın annesi ile babasının saklı payı vardır.
3. zümre mirasçıları, mirasbırakanın büyükanneleri ve büyükbabaları ile onların altsoylarıdır. Mirasbırakanın 1. ve 2. zümrede herhangi bir mirasçısı yoksa, miras 3. zümreye kalır. Üçüncü zümre içerisinde yer alan hiçbir mirasçının saklı payı söz konusu değildir.
Ayrıca murisin sağ kalan eşi de yasal mirasçıdır.
b) Murisin Atanmış Mirasçıları
Atanmış mirasçılar, vasiyetname gibi ölüme bağlı bir tasarruf ile muris tarafından mirasçı olarak belirlenen kişilerdir. Atanmış mirasçılar da ölüm olayıyla birlikte miras malları üzerinde hak kazanırlar, ancak aynı yasal mirasçılarda olduğu gibi, miras mallarının kendileri üzerine intikalinin gerçekleşmesi için çeşitli işlemleri yapmaları gerekir.
c) Vasiyet Alacaklıları
Vasiyet alacaklıları, atanmış mirasçılar gibi yasal mirasçı olmayıp bizzat muris tarafından mirasçı olarak belirlenen kişilerdir. Ancak vasiyet alacaklılarının atanmış mirasçılardan farkı, bu mirasçılara belirli bir miras payı değil, miras malları arasında bulunan belirli bir hak veya alacak vasiyet edilmiştir.
Vasiyet alacaklısı, atanmış mirasçılar veya yasal mirasçılar gibi miras malları üzerinde doğrudan hak kazanmaz; kendisine vasiyet edilen şeyin kendisine verilmesi yönünde, yasal ve atanmış mirasçılara yönelik bir talep hakkına sahip olur.
Mirasçıların Miras Payı Neye Göre Belirlenir?
Mirasçıların tereke yani miras malları üzerindeki malları: Kural olarak kanuna göre belirlenir. Ancak muris tarafından ölüme bağlı bir tasarrufta bulunulmuşsa, örneğin bir vasiyetname bırakılmışsa, kanuni sınırlar dahilinde murisin iradesi dikkate alınır.
Eğer mirasbırakan tarafından hiçbir ölüme bağlı tasarrufta bulunulmamışsa, murisin hangi zümrede yer alan mirasçılarının miras hakkı sahibi olduğu tespit edilir. Murisin sağ kalan eşi varsa, sağ kalan eş:
1. zümre ile birlikte mirasçı ise 1/4 pay alır, 1. zümre mirasçılar geri kalan 3/4 payı paylaşırlar,
2. zümre ile birlikte mirasçı ise 2/4 pay alır, 2. zümrede yer alan mirasçılar geri kalan 2/4 payı paylaşırlar,
3. zümre ile birlikte mirasçı ise 3/4 pay alır, 3 zümrede yer alan mirasçılar geri kalan 1/4 payı paylaşırlar.
Muris Muvazaası Ne Demektir?
Muris muvazaası, murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirdiği bazı işlemleri ifade etmek için kullanılmakta olan hukuki bir terimdir. Örneğin muris, bağış yapmak istediği bir mirasçısına veya 3. bir kişiye, saklı pay hakkı sahibi mirasçıların hak talebinde bulunamamaları için satış göstererek devir işlemi sağlamışsa burada muris muvazaası söz konusudur. Muris muvazaası nedeniyle tazminat ve alacak davası gibi davalar açılabilmektedir, bunun yanında muvazaalı işlemin taşınmazlara istinaden gerçekleştirilmesinin yaptırımı, tapu iptali ve tescildir.
Comments