top of page

Kira Sözleşmesinde Güvence Bedeli(Depozito) ve İade Edilmesi 2025

  • Yazarın fotoğrafı: Avukat Baran DELİL
    Avukat Baran DELİL
  • 20 Eki
  • 11 dakikada okunur

Delil Hukuk Bürosu

kira sözleşmesinde depozito ve iade şartları

Makale İçeriği:


Depozito(Güvence Bedeli) Nedir?


Güvence bedeli, yaygın kullanılan adıyla depozito, kira sözleşmesinin başlangıcında kiracı tarafından kiraya verene teslim edilen ve sözleşmeden doğabilecek olası risklere karşı bir teminat işlevi gören bir bedeldir. Bu güvencenin temel amacı, kiraya vereni; kiralananın sözleşmeye aykırı veya hor kullanılması sonucu oluşabilecek zararlara, ödenmemiş kira bedellerine, ortak giderler gibi yan borçlara ya da sözleşmenin haksız feshi gibi durumlara karşı mali olarak korumaktır.


Bu kurum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun(TBK) 342. maddesinde özellikle konut ve çatılı işyeri kiraları bağlamında düzenlenmiştir. Depozito, bir kira bedeli ödemesi veya kapora niteliği taşımaz. Aksine, kira ilişkisi süresince kiracının sözleşmesel yükümlülüklerini gereği gibi yerine getireceğine dair bir güvence olarak tutulur ve belirli şartlar altında sözleşme sonunda kiracıya iade edilmek üzere verilir. Dolayısıyla, depozitonun varlık sebebi, kira sözleşmesinin ifa edilmemesi riskine karşı kiraya verene geçici bir güvence sağlamaktır.

 

Depozitonun Hukuki Niteliği


Güvence bedeli, TBK m. 342’de öngörülen ve kiracının banka nezdindeki alacağı üzerine kurulan özel bir bloke-tevdi mekanizmasına tâbidir; kiraya verene doğrudan bir ayni hak tanımaz. Güvence, kira sözleşmesine bağlı, fer’î bir edim olup kiracının yükümlülüklerini ifa edeceğine ilişkin kişisel nitelikte güvence sağlar; banka, kanunda sayılan hâller gerçekleşmedikçe blokeyi çözmez. Depozito, kira sözleşmesine bağlı, fer'i nitelikte bir yan edimdir. Bu durum, depozito borcunun varlığının ve geçerliliğinin asıl kira sözleşmesinin varlığına ve geçerliliğine bağlı olduğu anlamına gelir. Asıl sözleşme herhangi bir nedenle geçersiz ise güvence bedeline ilişkin anlaşma da kendiliğinden geçersiz hale gelir.


Uygulamada depozito bedelinin banka hesabına yatırılmayıp doğrudan kiraya verene ilk kira bedeli ile birlikte verildiği daha yaygın olarak görülmekte, kanunda öngörülmüş olan banka hesabına yatırma işlemi nadiren uygulanmaktadır.


Depozito, bir cezai şart(sözleşmeye aykırılık halinde ödenen tazminat) veya kaparo(sözleşme yapılırken verilen pey akçesi) niteliği taşımaz. Temel işlevi, kiracının kiralananı sözleşmeye uygun kullanmamasından kaynaklanan zararları, ödenmemiş kira bedellerini veya yan giderleri karşılamaktır. Bu yönüyle gelecekte doğması muhtemel ve belirsiz borçlar için bir güvence oluşturur.


Depozitonun hukuki rejimini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun(TBK) 342. maddesi, kiracıyı koruma amacıyla nispi emredici nitelikte hükümler içerir. Bu, tarafların kanunda belirtilen asgari şartların kiracı aleyhine olacak şekilde değiştiremeyecekleri, ancak kiracı lehine düzenlemeler yapabilecekleri anlamına gelir. Örneğin, kanunun belirlediği azami miktar sınırının üzerinde bir depozito kararlaştırılamaz. Paranın kiracı adına açılacak vadeli bir tasarruf hesabına yatırılması zorunluluğu da, depozitonun mülkiyetinin kiraya verene geçmediğini, yalnızca belirli şartlar altında alacağına mahsup edilmek üzere bloke edildiğini gösteren önemli bir unsurdur. Bu mekanizma, depozitonun bir ödeme değil, bir emanet ve güvence aracı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

 

Depozito Kime ve Nasıl Verilir?


6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK), güvence bedelinin(depozitonun) teslimine ilişkin olarak hem kiracıyı hem de kiraya vereni koruyan özel ve emredici bir usul öngörmüştür. Bu usul, güvencenin niteliğine göre farklılık göstermekle birlikte, temel amaç bedelin kiraya verenin keyfi tasarruflarından korunmasıdır. Depozitonun doğrudan kiraya verene elden teslim edilmesi, kanunun öngördüğü koruma mekanizmasına aykırıdır. Elden ödeme, TBK m.342’deki emredici banka/tevdi rejimine aykırıdır; güvencenin koruyucu niteliğini zayıflatır ve iade aşamasında ispat sorunları doğurur.


Kanuna göre güvence bedelinin teslimi şu şekilde gerçekleştirilmelidir:

  • Para Olarak Verilmesi Durumunda: Güvence bedeli para olarak kararlaştırılmışsa, bu tutar kiracı tarafından kendi adına açılacak vadeli bir tasarruf hesabına yatırılır. Bu hesabın en önemli özelliği, kiraya verenin onayı olmaksızın kiracı tarafından para çekilemeyecek şekilde banka tarafından bloke edilmesidir. Böylece para, ne kiracının ne de kiraya verenin tek taraflı tasarrufunda olur; banka nezdinde güvence altında tutulur.

  • Kıymetli Evrak Olarak Verilmesi Durumunda: Güvencenin kıymetli evrak(örneğin, bono) olarak belirlenmesi durumunda ise bu evrakın bir bankaya depo edilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle kıymetli evrak da yine tarafların tek taraflı erişimine kapalı olarak muhafaza altına alınmış olur.


Uygulamada sıkça rastlanan, depozitonun nakit olarak doğrudan kiraya verene teslim edilmesi usulü, kanunun bu emredici düzenlemesine aykırılık teşkil eder. Bu yöntem, kira ilişkisi sona erdiğinde güvencenin iadesi aşamasında ispat güçlüklerine ve ciddi hukuki uyuşmazlıklara zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla hukuken geçerli ve güvenli yol, kanunda belirtilen banka aracılığıyla teslim yöntemidir.

 

Depozito Miktarının Belirlenmesi ve Sınırlar


Kira sözleşmelerinde tarafların kararlaştırabileceği güvence bedelinin(depozito) miktarı, kanun koyucu tarafından özellikle konut ve çatılı işyeri kiraları için açıkça sınırlandırılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun(TBK) 342. maddesi uyarınca, güvence bedeli en fazla üç aylık kira bedeli tutarında olabilir. Bu üst sınır, kiracıyı koruma amacı taşıyan ve kiracı aleyhine değiştirilemeyen nispi emredici bir niteliktedir. Dolayısıyla, taraflar üç aylık kira bedelinden daha düşük bir miktar belirleyebilir veya sözleşmede hiç güvence bedeli öngörmeyebilirler. Ancak, üç aylık kira bedelini aşan bir güvence miktarının kararlaştırılması hukuken mümkün değildir.


Sözleşmede bu yasal sınırı aşan bir bedel belirlenmişse, sözleşmenin tamamı geçersiz sayılmaz. Yargıtay uygulaması ve doktrinde kabul gören görüşe göre, bu durumda yalnızca sınırı aşan kısım geçersizdir(kısmi butlan). Kiracı, yasal sınırı aşan ve fazladan ödediği bu tutarın iadesini, kira ilişkisi devam ederken dahi talep etme hakkına sahiptir. Bu kural, 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren kiracısı tacir veya tüzel kişi olan işyeri kiraları için de geçerli kılınmıştır.

 

Depozitonun İadesi Şartları


Güvence bedelinin(depozito) kiracıya iade edilmesi, belirli hukuki şartların bir arada gerçekleşmesine bağlıdır. Bu şartlar gerçekleşmeden kiracının iade talebi hukuken muaccel hale gelmez. İadenin temel ve öncelikli koşulu, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona ermesidir. Kira ilişkisi devam ederken kiracının güvence bedelini geri istemesi mümkün değildir.


Sözleşmenin sona ermesi tek başına yeterli olmayıp, iade borcunun doğumu için ikinci temel şart kiralananın kiracı tarafından usulüne uygun olarak kiraya verene teslim edilmiş olmasıdır. Kiralananın fiilen boşaltılması ve anahtarının teslimi gibi eylemlerle mülkiyetin kiraya verenin zilyetliğine geri dönmesi gerekir. Yargıtay uygulamasında da vurgulandığı üzere, tahliye ve teslim gerçekleşmeden iade talebinin hukuki dayanağı oluşmaz.


Bu iki temel şartın yanı sıra, iadenin tam olarak yapılabilmesi, kiracının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını eksiksiz ifa etmiş olmasına bağlıdır. Kiraya verenin, depozitodan kesinti yapma hakkının doğmaması için kiracının;

  1. Kiralananda olağan kullanım sınırlarını aşan, hor kullanımdan kaynaklanan bir zarara sebep olmamış olması,

  2. Ödenmemiş kira bedeli veya aidat gibi yan gider borcunun bulunmaması

gerekmektedir.


Kiraya veren, depozitodan bir kesinti yapacaksa bu kesintinin gerekçesi olan zararı veya alacağını somut delillerle ispat etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde, kiralananın usulüne uygun teslimiyle birlikte güvence bedelini iade etme yükümlülüğü doğar.

 

Depozito Ne Zaman İade Edilir?


Güvence bedelinin(depozito) iadesi, kira sözleşmesi devam ederken talep edilemez; bu borcun muacceliyeti, kira ilişkisinin sona ermesine ve kiralananın usulüne uygun olarak tahliye edilip anahtarının kiraya verene teslim edilmesine bağlıdır. Bu iki temel şart gerçekleşmeden kiracının depozito iadesini isteme hakkı hukuken doğmaz.


Türk Borçlar Kanunu(TBK) madde 342, iade sürecine ilişkin belirli bir mekanizma ve süre öngörmektedir. Buna göre, kira sözleşmesinin sona ermesini takiben kiraya veren, üç ay içinde kiracıya karşı kira sözleşmesiyle ilgili bir dava açtığını veya icra ya da iflas yoluyla takibe giriştiğini bankaya yazılı olarak bildirmediği takdirde, banka kiracının talebi üzerine güvence bedelini iade etmekle yükümlüdür. Kira sözleşmesinin bitiminden sonra kiraya veren 3 ay içinde dava/takip başlattığını bankaya yazılı bildirmezse banka, kiracının talebi üzerine güvenceyi iade eder. Bu 3 aylık süre, bankanın blokeyi çözmesine ilişkin bekleme süresidir; kiraya verenin maddi hukuk alanındaki alacak iddialarını kendiliğinden ortadan kaldırmaz.


Bu yasal mekanizmanın dışında, depozitonun iadesi şu hallerde de gerçekleşebilir:

  • Kiracı ve kiraya verenin iade konusunda karşılıklı olarak anlaşması(iki tarafın rızası),

  • Taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin icra takibinin kesinleşmesi,

  • Uyuşmazlık hakkında verilen mahkeme kararının kesinleşmesi.


Bu durumlarda, banka tarafların ortak talimatına veya kesinleşmiş resmi belgeye dayanarak depozitoyu ilgili tarafa öder. Kiraya verenin üç aylık süre içinde herhangi bir hukuki girişimde bulunmaması halinde ise kiracının tek taraflı talebi, iade için yeterli hale gelir.

 

Depozito Kiradan Mahsup Edilebilir mi?


Kira ilişkisinde sıkça karşılaşılan bir uygulama olan güvence bedelinin(depozito) kira borcuna mahsup edilip edilemeyeceği meselesi, kira sözleşmesinin devam ettiği dönem ve sona erdiği dönem ayrımına göre değerlendirilmelidir. Kiracının, kira sözleşmesi devam ederken, özellikle de sözleşmenin son aylarında, tek taraflı iradesiyle kira bedelini ödemeyerek bunun güvence bedelinden mahsup edilmesini talep etmesi hukuken geçerli bir uygulama değildir. Yargıtay'ın yerleşik içtihadı bu yöndedir. Güvence bedelinin temel işlevi, kira sözleşmesi sona erdiğinde kiralananda meydana gelebilecek olası zararları veya ödenmemiş yan gider gibi borçları teminat altına almaktır. Kira borcu için kullanılması, bu asli fonksiyonunu ortadan kaldırır. Bu nedenle, taraflar arasında bu yönde açık bir mutabakat bulunmadıkça, kiracının kira bedelini ödemeyip depozitoya saydırması, kendisini borçlu temerrüdüne düşürür ve kiraya verene yasal yollara başvurma hakkı tanır.


Bununla birlikte, kira sözleşmesinin sona ermesi ve kiralananın tahliye edilmesinden sonraki nihai hesaplaşma aşamasında mahsup mümkündür. Kiralananın usulüne uygun olarak kiraya verene teslim edilmesinin ardından, kiraya verenin kiralanandaki zararlara veya ödenmemiş borçlara ilişkin bir talebi yoksa yahut talepleri güvence bedelinden daha az ise, kalan güvence bedeli kiracının muaccel olmuş ve ödenmemiş kira borçlarına mahsup edilebilir. Bu durum, kiracının tek taraflı bir işlemi değil, taraflar arasındaki borç ilişkisinin tasfiyesi niteliğinde bir hesaplaşmadır. Dolayısıyla, kira ilişkisi devam ederken tek taraflı mahsup yasağı ile kira ilişkisi sona erdikten sonra alacakların karşılıklı olarak tasfiye edilmesi birbirinden ayrılmalıdır.

 

Depozitonun İade Edilmemesi Durumunda Kiracının Hakları


Kira sözleşmesinin sona ermesi ve kiralananın iade edilmesiyle güvence bedelinin(depozito) iadesi muaccel hale gelir. Kiraya verenin, hukuki bir gerekçe olmaksızın bu bedeli iade etmekten kaçınması durumunda kiracının başvurabileceği çeşitli hukuki yollar bulunmaktadır. Kiracının hakları, depozitonun kanunun öngördüğü usule uygun olarak bankaya yatırılıp yatırılmadığına göre farklılık gösterebilir.


6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 342. maddesi uyarınca, güvence bedeli para olarak belirlenmiş ve kiracı adına açılmış vadeli bir tasarruf hesabına yatırılmışsa, kiraya veren kira sözleşmesinin sona ermesini izleyen üç ay içinde kiracıya karşı kira sözleşmesiyle ilgili bir dava açtığını veya icra ya da iflas yoluyla takibe giriştiğini bankaya yazılı olarak bildirmediği takdirde, banka kiracının talebi üzerine güvence bedelini iade etmekle yükümlüdür. Bu mekanizma, kiracının hakkına mahkemeye gitmeksizin, daha hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlayan önemli bir güvencedir.


Depozitonun kiraya verene elden teslim edildiği veya kanundaki usule uyulmadığı durumlarda ise kiracının genel hükümlere göre hareket etmesi gerekir. Bu durumda kiracı, alacağını tahsil etmek amacıyla kiraya verene karşı icra takibi başlatabilir. Kiraya verenin bu takibe itiraz etmesi halinde, takibin devamı için itirazın iptali davası açılması zorunlu hale gelir. Alternatif olarak kiracı, icra takibi yoluna gitmeden doğrudan bir alacak davası açarak da depozito bedelinin iadesini talep edebilir. Açılacak davada ispat yükü, kiraya verenin depozitodan kesinti yapmasını gerektiren somut bir zararın veya ödenmemiş bir borcun(kira, yan gider vb.) varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu şeklinde dağılır. Kiracı ise depozitoyu verdiğini, kira sözleşmesinin sona erdiğini ve kiralananı iade ettiğini ispatlamakla mükelleftir. Kiraya verenin iddialarını somut delillerle kanıtlayamaması durumunda, mahkeme depozitonun kiracıya iadesine karar verecektir.

 

Kiralanan Taşınmazın Üçüncü Bir Kişiye Satılması Durumunda Depozitonun Akıbeti


Kiralanan taşınmazın mülkiyetinin kira sözleşmesi devam ederken üçüncü bir kişiye satılması, mevcut kira sözleşmesini sona erdirmez. Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca, taşınmazı devralan yeni malik, kanun gereği kira sözleşmesinin tarafı haline gelir. Bu durum, sözleşmeden doğan tüm hak ve borçların yeni malike geçmesi(halefiyet) anlamına gelir. Bu ilkenin doğal bir sonucu olarak, kira sözleşmesi kapsamında kiracıdan alınmış olan güvence bedeli de(depozito) yeni malikin sorumluluğuna geçer.


Kira ilişkisi sona erdiğinde, güvence bedelini iade etme yükümlülüğü, taşınmazın o anki maliki kim ise ona aittir. Eski malikin, güvence bedelini taşınmazı satarken yeni malike devretmesi gerekir. Ancak bu devrin yapılıp yapılmaması, eski ve yeni malik arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirir ve kiracının haklarını etkilemez. Yargıtay’ın yerleşik içtihadı uyarınca, eski malik güvence bedelini yeni malike teslim etmemiş olsa dahi, kiracı iade talebini doğrudan yeni malike yöneltebilir. Zira yeni malik, kira sözleşmesini tüm hak ve borçlarıyla devralmış sayılır ve iade yükümlülüğü de bu borçlar kapsamındadır. Kiracının, güvence bedelini geri almak için eski maliki aramak zorunda kalması söz konusu değildir.


Olağan Kullanım ve Hor Kullanma Ayrımı ile Depozitodan Karşılama Koşulları


Güvence bedelinin(depozito) temel işlevlerinden biri, kiralananın sözleşme sonunda kiracıdan kaynaklanan zararlara karşı kiraya vereni teminat altına almaktır. Ancak bu teminat, her türlü yıpranmayı kapsamaz. Hukuki olarak, kiralananın zamanın ve amacına uygun kullanımının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan eskimeler "olağan kullanım" olarak kabul edilir. Duvar boyasındaki solmalar, zemin üzerindeki hafif aşınmalar gibi durumlar bu kapsama girer ve bedelleri kiracıdan talep edilemeyeceği gibi depozitodan da karşılanamaz.


Depozitodan kesinti yapılabilmesi için zararın "hor kullanma" niteliğinde olması gerekir. Hor kullanma, kiracının kasıtlı, ihmalkâr veya sözleşmeye aykırı davranışları sonucu kiralananda meydana gelen ve olağan yıpranma seviyesini aşan zararları ifade eder. Kiraya verenin, güvence bedelinden bir kesinti yapabilmesi için şu koşulların bir arada bulunması zorunludur: Kiracıya isnat edilebilecek bir zararın varlığı, bu zararın olağan kullanımı aştığının tespiti ve zararın miktarının somut delillerle(fatura, keşif raporu vb.) ispatlanması.


Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca, zararın varlığını ve miktarını ispat etme yükümlülüğü(ispat külfeti) kiraya verene aittir. Kiraya veren, ileri sürdüğü zarar kalemlerinin hor kullanımdan kaynaklandığını ve iddia ettiği tutarda olduğunu kanıtlayamazsa, depozitodan kesinti yapma hakkına sahip olamaz. Bu ispat sağlanamadığı takdirde, kiraya verenin depozitodan tek taraflı olarak kesinti yapması hukuka aykırı olacaktır. Depozito, aynı zamanda ödenmemiş kira bedelleri veya aidat gibi yan gider borçları için de bir güvence teşkil ettiğinden, bu tür muaccel borçların varlığının ispatı halinde de depozitodan mahsup yoluna gidilebilir.

 

Döviz veya Altın Cinsinden Depozito Verildiği Haller


Kira sözleşmelerinde güvence bedelinin Türk Lirası dışında bir değer üzerinden belirlenmesi de mümkündür. Taraflar, güvencenin yabancı para(döviz) veya altın gibi kıymetli madenler cinsinden verilmesini kararlaştırabilirler. Bu tür durumlarda, güvencenin hukuki rejimi ve iade esasları, kararlaştırılan değerin niteliğine göre farklılık gösterir.


Güvence bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi halinde, döviz hukuken "para" olarak kabul edildiğinden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 342. maddesinde öngörülen bankaya yatırma ve bloke etme yükümlülüğü aynen geçerlidir. Kiracının, kararlaştırılan döviz tutarını kendi adına açtıracağı vadeli bir tasarruf hesabına yatırması gerekir. İade aşamasında, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, depozito kural olarak verildiği döviz cinsi üzerinden iade edilir. Bu ilke, kiracıyı kur dalgalanmalarına karşı koruma amacı taşır. Kira bedelinin dövizle kararlaştırılmasına ilişkin yasal kısıtlamalar, güvence bedeli için geçerli olmadığından, depozitonun döviz olarak belirlenmesi önünde yasal bir engel bulunmamaktadır.


Güvencenin altın olarak verilmesi ise hukuken daha farklı bir durum yaratır. Altın, "para veya kıymetli evrak" niteliğinde olmayıp misli bir eşya(ayın) olarak kabul edilir. Bu nedenle, doktrindeki hâkim görüşe göre, altının güvence olarak verildiği hallerde TBK m. 342/2’de düzenlenen kiracı adına bankada vadeli bir hesaba yatırma zorunluluğu doğrudan uygulanamaz. Bununla birlikte, kanunun kiracıyı koruma amacı gereği, güvence bedelinin üç aylık kira bedelini aşamayacağına ilişkin üst sınır kuralının, değeri ne olursa olsun altın için de geçerli olduğu kabul edilmektedir. İade sürecinde ise taraflar arasında aksi kararlaştırılmamışsa, altının fiziken(aynen) iadesi esastır. Döviz depozito kural olarak aynı döviz cinsinden iade edilir. Altın depozito kararlaştırılmışsa misli eşya niteliği gereği aynen iade esastır; aynen iade mümkün değilse güncel piyasa değeri esas alınarak bedel iadesi yapılır. Para depozitoya özgü ‘oran yöntemi’ altın için kendiliğinden uygulanmaz.


Sıkça Sorulan Sorular


Depozito nedir?

Kira ilişkisinden doğabilecek borç ve zararları teminat altına alan, kanunen kiracı lehine bankada blokeli tutulması öngörülen ancak uygulamada, mevzuata aykırı olarak kiraya verene elden verilen güvence bedelidir.


Depozito hangi kira türlerinde geçerli?

Türk Borçlar Kanunumuzun 342. maddesinde düzenlenmiş olan depozito uygulaması doğrudan konut ve çatılı işyeri kiralarına uygulanır; tacir/tüzel kişi kiracılı işyeri kiralarında da 1 Temmuz 2020’den beri yürürlüktedir.


Depozitoyu doğrudan kiraya verene elden vermek doğru mudur?

Hayır. Para depozito, kiracı adına açılacak vadeli-blokeli banka hesabına yatırılmalıdır; elden verme kanundaki korumayı ortadan kaldırır ve iade/ispat sorununa yol açabilir. Elden verilecek olması halinde dahi kanundaki uygulama yerine getirilmelidir.


Elden teslim edilmiş depozito, ileride kiracı için risk yaratır mı?

Evet; banka hesabı açılmamışsa kiracı, iade aşamasında hesapta bekletilmiş faiz gibi unsurları kaybedebilir ya da blokaj sistemi işletilmediğinden kiraya verenin borçlarını teminat altına alma imkânı azalır. Uyuşmazlık halinde ispat yükü ve ödeme riski artar.


Azami depozito tutarı nedir?

En fazla üç aylık kira bedeli kararlaştırılabilir; aşan kısım geçersizdir.


Depozito elden verilebilir mi?

Kanunen para depozito kiracı adına vadeli, blokeli banka hesabına yatırılmalıdır; elden verme, korumayı ortadan kaldırır ve ispat/iade sorunu doğurur.


Banka hesabı kimin adına açılır?

Kiracının adına açılır; banka, iade şartları sağlanmadığı müddetçe çekime izin vermez.


Banka hangi hâllerde depozito iadesi yapar?

Kira sözleşmesi bitip anahtar teslim edildikten sonra, kiraya veren 3 ay içinde dava/takip açtığını bankaya bildirmezse kiracının talebiyle banka tarafından iade gerçekleştirilir; ayrıca iki tarafın rızası, kesinleşmiş takip veya kesinleşmiş mahkeme kararıyla da ödeme yapılır.


Üç ay süre ne anlama gelir?

Bankanın iade yükümlülüğüne ilişkin bekleme süresidir; kiraya veren tarafından aksini gerektiren bir bildirim yapılmazsa blokaj çözülür ve depozito tutarı kiracıya verilir.


Son ay kirasını depozitoya sayabilir miyim?

Kira sürerken kiracının tek taraflı olarak “son ay depozitodan” deme hakkı yoktur; Yargıtay bu uygulamayı kabul etmez.


Kiraya veren hangi hâllerde kesinti yapabilir?

Ödenmemiş kira/yan giderler veya kiracıya isnat edilebilir “hor kullanım” kaynaklı somut zararlar ispatlanırsa kesinti yapılabilir.


Olağan yıpranma depozitodan kesilir mi?

Hayır, olağan eskime/yıpranma kiracının sorumluluğunda değildir.


Kesintiye istinaden ispat yükü kimde?

Kesinti iddiasının sebebini ve miktarını kiraya veren ispatlar; kiracı iade talebinde tahliye ve anahtar teslimini göstermelidir.


Depozito ne zaman muaccel olur?

Sözleşme sona erip kiralanan usulünce boşaltılıp anahtar teslim edilince muaccel olur.


İade “ne verdiysem aynısı” mı, yoksa güncel değer mi?

Para depozitoda Yargıtay, başlangıçtaki depozito/kira oranının, sona erme tarihindeki kira bedeline uygulanmasıyla “güncel değer” yöntemini benimser.


Döviz depozito nasıl iade edilir?

Kural olarak verildiği döviz cinsi üzerinden iade edilir(kiracı TL istemedikçe).


Altın depozito verilebilir mi, nasıl iade edilir?

Altın kararlaştırılabilir; para/kıymetli evrak için öngörülen banka-bloke rejimi doğrudan uygulanmaz. Esas kural aynen iade; mümkün değilse güncel piyasa değeri üzerinden bedel iadesidir.


Taşınmaz satılırsa depozitoyu kim iade eder?

Yeni malik sözleşmenin halefidir; kural olarak iade yükümlülüğü ondadır.


Depozito hangi şekillerde kararlaştırılabilir?

Para veya kıymetli evrak olarak açıkça düzenlenmiştir; kıymetli evrak bankaya depo edilir. Ancak uygulamada altın olarak verildiği de görülmektedir.


Sözleşme sürerken depozito geri istenebilir mi?

Hayır; iade hakkı, sözleşme bitimi ve usule uygun teslimden sonra doğar.


Depozitonun bankadan çözülmesi için gereken belgeler nelerdir?

İki tarafın birlikte talimatı, kesinleşmiş takip belgesi veya kesinleşmiş mahkeme kararı; aksi takdirde 3 aylık süre sonunda kiraya veren tarafından herhangi bir hukuki işlemin başlatıldığını gösteren belge bankaya sunulmamışsa kiracının istemiyle iade gerçekleştirilir.


ankara kira avukatı

Yasal Uyarı

Delil Hukuk Bürosu, bu internet sitesinde yer alan tüm bilgilerin, zaman içerisinde gelişim ve değişim gösterecek olan hukuk sistemimize uyarlanacağına dair hiçbir garanti vermemektedir. Hukuki makalelerde yer alan bilgilerin dayandığı kanun hükümleri ve yargısal uygulamalar zaman içerisinde değişiklik gösterebilmekte olup, ihtiyaç halinde yapılabilecek en doğru davranış, avukatınız ile birebir görüşmek ve destek almaktır. Bu anlamda hiçbir hukuki sorumluluk kabul edilmemektedir. Bu internet sitesinde yer alan bilgiler, mesleki dayanışma kapsamında meslektaşlar tarafından kullanılabilir. Ancak bu sitedeki yayınların haber sitesi vb. internet sitelerinde kullanılabilmesi için yayının alınmış olduğu kaynak açıkça gösterilmeli veya bu internet sitesine link verilmek suretiyle kaynağa atıf yapılmalıdır; bu şartların sağlanmış olması halinde ayrıca Delil Hukuk Bürosu yetkililerinden izin alınmış olması gerekmemektedir.

İletişim

Ehlibeyt Mahallesi, Ceyhun Atuf Kansu Caddesi,

No:112 Kat:5 Daire:30

Cevat Muratal İş Merkezi,

Balgat, Çankaya/ANKARA

© 2020 Delil Hukuk Bürosu

bottom of page