top of page
  • Avukat Baran DELİL

Cinsiyet Değiştirme Davası, Cinsiyet Değişikliği İşlemlerinin Hukuki Boyutu 2024

Delil Hukuk Bürosu

cinsiyet değiştirme davası
 

Makale İçeriği:

 

Cinsiyet Değiştirmek Ne Demektir?


Cinsiyet değişikliği, transseksüel yapıda olan bireylerin ruh sağlıklarının gerektirmesi halinde mahkeme onayıyla ve tıbbi prosedürlere uygun olarak kişinin cinsiyetinin ve nüfus hanesinde yer alan cinsiyet kaydının değiştirilmesi anlamına gelmektedir.


Transseksüel ifadesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde "hormon tedavisi görüp ameliyat olarak cinsiyet değiştiren kişi" şeklinde tanımlanmıştır. Farlex Partner Tıp Sözlüğünde ise bu terim: "Bir cinsiyetin dış genital organları ve ikincil cinsel özelliklerine sahip olmakla birlikte, kişisel kimliği ve psikososyal konfigürasyonu karşı cinse ait olan kişi" şeklinde ifade edilmiştir.


Herhangi bir şahıs, birçok farklı nedenden dolayı kendisini sahip olduğu cinsiyete ait hissedemeyebilir. Geçmişte günümüzden daha ilkel hukuk sistemlerinde bu kişiler cezalandırılmakta veya yalnızca görmezden gelinmekteydi. Ancak günümüzde ülkemizin de dahil olduğu birçok modern devlet, transseksüel bireylerin varlığını ve hak sahipliğini tanımakta ve onların da toplumsal düzene uyum sağlayabilmesi adına hukuksal mekanizmalar tasarlamaktadır. Tabii esasen tıbbi bir mesele olan cinsiyet değiştirmenin, hukuki boyutları da, cinsiyet değiştiren kimselerin toplumda kendilerine ait hissettikleri kimlikleri ile var olabilmeleri açısından önem arz etmektedir.



Türk Hukuk Sistemimizde Cinsiyet Değişikliği Nasıl Gerçekleştirilir?


Türk Hukuk Sistemimizde, kişilerin cinsiyet değiştirebilmeleri bazı şartların sağlanmasına ve öncelikle mahkemeden bu hususa ilişkin onay alınmasına bağlıdır. Bu anlamda ülkemizde cinsiyet değişikliğine dair hükümlerin düzenlenmiş olduğu Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesine istinaden, sürecin genel hatlarıyla dört aşamalı bir şekilde öngörülmüş olduğunu söylemek yanlış olmaz. Makalemizin devamında daha detaylı olarak açıklayacak olduğumuz üzere bu aşamalar:

  1. Cinsiyet değiştirme davası açılması,

  2. Gerekli sağlık raporlarının tanzim ettirilmesi ile birlikte tıbbi prosedürlere ilişkin olarak mahkemeden onay alınması,

  3. Mahkemeden alınacak olan izin akabinde, ilgili prosedürü başlatıp tamamına erdirme konusunda yeterliliğe sahip bir sağlık kuruluşu tarafından tıbbi operasyonların gerçekleştirilmesi,

  4. Yapılan işlemlerin sonunda kişinin nüfus hanesinde cinsiyete dair yer alan kaydın değiştirilmesi



Cinsiyet Değiştirme Davası Nedir?


Cinsiyet değiştirme davası, yukarıda açıklamış olduğumuz cinsiyet değiştirme sürecinin hukuki ve en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Hukuk sistemimizde, cinsiyet değişikliğine ilişkin dava açılmaksızın ve mahkemeden cinsiyet değişikliğine ilişkin izin alınmaksızın cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirilemez. Bu süreci yürütmeksizin tıbbi profesyoneller tarafından cinsiyet değişikliğine ilişkin tıbbi operasyonlar gerçekleştirilememektedir. Bu neviden tıbbi işlemleri mahkemenin onayı olmaksızın gerçekleştiren doktorlar ve diğer sağlık çalışanları hakkında cezai ve idari işlem yürütülmesi söz konusu olabilecektir. Bu nedenle sürecin hukuki ayağı son derece profesyonel bir şekilde yürütülmelidir.


Cinsiyet değiştirme davası: isim değiştirme davası, soyisim değiştirme davası, yaş düzeltme davası ya da anneliğin tespiti davası gibi bir çeşit nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır denilebilir. Ancak özel olarak yukarıda defaatle bahsetmiş olduğumuz üzere tıbbi operasyon iznini de ihtiva etmektedir. Bu nedenle kendine has, özel nitelikli bir dava olduğu görüşü de haklılık kazanmaktadır. Ancak en nihayetinde bu dava, nüfus kaydında ilgili cinsiyet kaydının değişikliği ile sonuçlanan bir hukuki süreçtir.


Cinsiyet değiştirme davasının şartları, kısaca Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesinde düzenlenmiştir. Aslında bu şartlara yukarıda cinsiyet değişikliğinin şartları kısmında değinmiştik.



Cinsiyet Değiştirmek İçin Gereken Şartlar Nelerdir?


Cinsiyet değiştirme davasının şartları, Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesinde düzenlenmiştir.


Türk Medeni Kanunumuzun 40. Maddesine Göre: "Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır. Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir."

Bu madde hükmüne göre cinsiyetini değiştirmek isteyen kişi:

  • 18(on sekiz) yaşını doldurmuş olmalı,

  • Evli olmamalı,

  • Transseksüel yapıda olmalı,

  • Bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğunu belgelemiş olmalı,

  • Mahkemeden cinsiyet değişikliğine ilişkin izin almalı,

  • Mahkemenin vereceği iznin akabinde, verilen iznin amacına ve tıbbi yöntemlere uygun olarak cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmeli,

  • Cinsiyet değişikliği ameliyatının gerçekleştirilmiş olduğuna dair resmi sağlık kurulu raporu almalı,

  • Mahkemece nüfus kaydında gerekli düzenlemenin yapılmasını talep etmelidir.

Sürecin herhangi bir şekilde sekteye uğramaması ile en hızlı ve doğru şekilde sonuçlandırılması için, mutlaka alanında uzman bir avukat yardımıyla yürütülmesini tavsiye etmekteyiz.


Cinsiyet Değiştirme Davasında Davacı Kimdir, Bu Davayı Kimler Açabilmektedir?


Cinsiyet değiştirme davasını, Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesinde yer alan şartları sağlamış olan ve ayırt etme gücüne sahip tüm transseksüel bireyler açabilmektedir. Ancak bu davayı açacak olan kişilerin dava açmaya ve bu davada taraf olma ehliyetleri bulunmalıdır. Dolayısıyla fiil ehliyeti olmayan, iradi davranışlarda bulunma yetisi olmayan kişilerin bu davayı açması mümkün değildir. Cinsiyet değiştirme talebinin, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmasından mütevellit ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişinin temsilcisi vasıtasıyla da olsa böyle bir talepte bulunamayacağının kabulü gerekir. Bu anlamda ayırt etme gücüne sahip olmayan, örneğin ağır bir akıl hastalığından muzdarip bir kişinin vasisi vasıtasıyla dahi olsa cinsiyet değiştirme talebinde bulunması mümkün değildir.


Bu durum, kanunkoyucu nezdinde homofobik bir hukuki duruştan kaynaklanmamaktadır; tam aksine, hukuk devletinin bir gereğidir. Zira ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişi, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan hiçbir hak talebini ileri sürememektedir(Örneğin nişanlanma, evlenme gibi).



Cinsiyet Değiştirme Davasında Davalı Kimdir, Bu Dava Kime Karşı Açılır?


Cinsiyet değiştirme davası, bir çeşit çekişmesiz yargı işidir. Yani örneğin bir alacak veya tazminat davasında olduğu gibi husumetli iki ayrı taraf söz konusu değildir. Ancak yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi bu dava da nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin bir davadır. Bu nedenle uygulamada Nüfus Müdürlüğü davalı olarak gösterilmekte ve bu şekilde husumet yöneltilmektedir.



Cinsiyet Değişikliği Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme


Cinsiyet değiştirme davasında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Cinsiyet değiştirme davasında yetkili mahkeme ise, davacının yerleşim yeri mahkemesidir.



Cinsiyet Değiştirebilmek İçin Üreme Yeteneğinin Kaybı Şartı Aranmakta Mıdır?


Günümüzde, Türk Medeni Kanunumuzda yer alan ilgili düzenlemeye göre cinsiyet değişikliği için kişinin üreme yeteneğinden sürekli bir biçimde yoksun olduğunun ispatı şartı aranmamaktadır. Bu şart, Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesinde, aşağıda atıf yapacak olduğumuz Anayasa Mahkemesi iptal kararı öncesinde yer almaktaydı. Dolayısıyla mevcut uygulamada böyle bir şart uygulanmamaktadır.


Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesinde yer alan eski düzenlemeye göre, cinsiyet değişikliği talebinde bulunan bireylerin cinsiyet değiştirebilmeleri için "üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu" da ispat etmeleri gerekmekteydi. Bunun için de aynı ruh sağlıklarının cinsiyet değişikliğini gerektirdiğine dair alacakları raporda olduğu gibi sağlık raporu şartı öngörülmekteydi. Ancak Türk Medeni Kanunumuzun 40. maddesinde yer alan bu düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 29.11.2017 tarihinde vermiş olduğu 2017/130 Esas, 2017/165 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Böylece artık mahkemelerin cinsiyet değişikliğine onay vermeleri için, kişinin üreme yeteneğinden sürekli bir biçimde yoksun bulunduğuna ilişkin rapor alınması gerekliliği ortadan kalkmış bulunmaktadır.


 
aile hukuku avukatı



bottom of page